27 Şubat 2013 Çarşamba

Aloha'nın Simgeleri!


28 Şubat-30 Mart tarihleri arasında farklı filmler izleyip, farkındalığınızın artmasına engel olmak istemiyorsanız Dağ Filmleri Festivalini sakın kaçırmayın derim.

Türkiye'nin ilk dağ, doğa, çevre ve insan konulu film festivalinin katılımcı sayısının giderek artması ne güzel bir haber olurdu. Film gösteriminin yanı sıra festival süresince fotoğraf sergilerine, kitap fuarlarına, seminerlere ve alanında dünyaca tanınan konuşmacıların katıldığı söyleşilere de ev sahipliği yapıyor.

DFF gerçekleştirdiği tüm bu çalışmalar ile ülkemizdeki dağ ve doğa belgeselciliğine önemli bir katkı sağlıyor.

Merak ve ilgi alanınıza göre izleyeceğiniz filmleri seçebilirsiniz. 3 Mart'a kadar İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde ücretsiz gösterilen film programına buradan ulaşabilirsiniz. Festival 15-17 Mart'ta Ankara'da , 28-30 Mart tarihinde ise İzmir'de takip edilebilir.

İlgimi çeken 2 filmi öne çıkarmak istiyorum.

Aloha'nın Simgeleri



Yönetmen: Ryan Moss 23 dakikalık Amerikan yapımı kısa filmin konusu şöyle;

Alana Blanchard, Rob Machado, Shane Dorian, Sean Moody, Mikala Jones, Stephan Koehn, Ross Williams, Mick Fanning, ve Taylor Knox gibi ikonik sörfçüleri izleme fırsatı bulabileceğiniz bu benzersiz film, sadece sörf yaparken görmeye alışık olduğumuz bu kişilere, aile, dostluk, dalgalar, rekabet ve Hawai dilinde bağlılık, huzur, tutku ve merhamet anlamına gelen ‘Aloha’ kavramları çerçevesinde yaklaşıyor. Su aşığı Shane Dorian, bir aile babası ve dünyanın önde gelen dalga sörfçülerinden biri olarak bize günlük hayatından kesitler sunuyor. Rob Machado ise Oahu, North Shore bölgesindeki geçmiş, şimdi ve geleceğe dair tecrübe ve hayallerini paylaşıyor. Yedi millik bu mucize ile ilgili fikirlerini anlatan Machado’nun yanırısa Sean Moody, Mikala Jones ve Stephen Koehne de North Shore bölgesinin kış sezonu ile ilgili tecrübelerini paylaşıyorlar. North Shore’un yazın sakin ve sessiz plajlarından, kışın neredeyse hayatı tehdit eden dalgalarına karşı tüm isimlerin her birinin taşıdığı duygular bambaşka! Aynı olan tek şey var: Bu kişiler geçmiş zamanın, şimdinin ve geleceğin sörf ikonları!

Tabarly

Yönetmen: Pierre Marcel 91 dakika Fransuz yapımı filmin konusu ise şöyle;

Bir adam, bir tekne ve deniz arasındaki mükemmel uyum! Profesör lakaplı efsane Fransız denizci Eric Tabarly'nin denizler üzerinde geçen 35 yıllık sıradışı kariyerini anlatan bir film.











kaynak: http://www.dagfilmfest.org/Sayfa/10/Filmler

25 Şubat 2013 Pazartesi

Hayata su sıçratan fotograf yarışması!

 
 


İlginç bir yarışma haberi paylaşmak istiyorum.

Kano Diyarı, Türkiye’de bir ilke imza atarak ‘Hayata Su Sıçrat’ Kano fotoğraf yarışmasına, kano severleri davet ediyor.

Kano sporunu seven, profesyonel ya da amatör ilgilileri bir araya getirmek isteen "Kano Diyarı" Yarışma Fabrikası işbirliği ile Türkiye'de kanoya olan ilgili arttırmayı hedeflemekte. Bunun yanında kano severlerin kendi kadrajlarından paylaştıkları fotograflar ile de yaklaşan sezon öncesi motivasyonu arttırmayı amaçlıyorlar.

1 Şubat-1 Mart tarihleri arasında "Kano Diyarı" facebook sayfasından katılabileceğiniz yarışma ödülleri ise şöyle;

Birincilik Ödülü : Kompozit Kürek (Clear Blue Hawaii) + Maket Kano
İkincilik Ödülü   : İkinci Kano elbisesi +Maket Kano
Üçüncülük Ödülü:Yelek + Maket Kano
Mansiyon ödülüne hak kazanan katılımcı Maket Kano kazanacak.

Yarışmaya katılmak isteyen kano severler, kanolarının hayatlarına kattığı enerjiyi konu alan fotoğraflar ile oluşturdukları kompozisyonu görüntüleyerek, bunları Kano Diyarı’nın facebook’taki http://www.facebook.com/kanodiyaricom sayfasına yükleyecekler.

İlk dörde giren fotoğraflar 06 - 21 Mart 2013 tarihleri arasında yarışma sayfasından halk oylaması ile belirlenecek ve En fazla oyu alan 4 fotoğraf ödüllendirilecek.


Hayata
Su Sıçrat’ Fotoğraf Yarışması’yla ilgili detaylı bilgi, Kano Diyarı’nın
www.kanodiyari.com web sitesinden veya
www.facebook.com/kanodiyaricom facebook adresinden edinilebiliyor.
 
Meraklılarına bildirilir... :)

23 Ocak 2013 Çarşamba

Cloud 9 Dalgası için Filipinlere..






Pasifik Okyanusunun en kaliteli dalgalarından birine verilen isim Cloud 9.. Filipinler'in sörf başkenti sayılan gözyaşı damlası şeklindeki Siargao Adasında Cloud 9'u izlemek, tamamen tropikal olan adayı karış karış gezmek, su altını keşfetmek için  bu ada, şimdiden benim destinasyonlarıma girdi.Yılın bu zamanı adaya seyahat etmek için çok uygun bir zamanmış ve bütün konaklama olanaklarına agoda.com.tr'den ulaşabilirsiniz, özel bir dönem olduğu için de oldukça uygun fiyatlar sunuyorlar.


2013 yılında Condé Nast Dergisince izlenecek destinasyonlar listesine alınan Siargao Adası bu ününü, Pasifik Okyanusundan gelerek Filipin sahillerine ulaşan ılık rüzgarları ve kesintisiz dalgalarına borçlu. 80’lere gelene kadar henüz tüm dünya tarafından bilinmeyen sadece az sayıda gezgin sörf tutkununun haberdar olduğu ada, birkaç ünlü derginin sayfalarına konuk olunca durum değişmiş. Bu dergilerde bahsi geçen ünlü “Cloud 9” dalgasının da ünü böylelikle yayılmış. Bunu, Siargao Sörf Turnuvasının organizasyonu ve bir çok ünlü sörf markasının bu adada yaptığı yarışmalar takip etmiş. Siargao Sörf Turnuvasının geçen yılın Eylül ayında 18. defa gerçekleşmiş, Youtube'da bir çok videoya ulaşabiliyorsunuz.

 Surigao del Norte, sörf için çok elverişli dalgalarının yanı sıra uzun kum sahilleri ve sonu gelmeyen palmiye ağaçlarıyla da ünlü. Yani hem turkuaz bir cennet, hem sörf, hem scuba hem ucuz ve anladığım kadarıyla da dost canlısı halkıyla macera dolu bir lokasyon. Burada yer alan tesisler, her türden su sporu için size imkanlar sunuyor. Burada şnorkelle dalmaktan adadaki yağmur ormanlarında trekking’e kadar birçok farklı aktivitede yer alabilirsiniz.

Filinpinlerdeki en göz alıcı ormanlara sahip olmasının yanı sıra burada yer alan mağara oluşumları da görmeye eğer görünüyor. Filipinlere uçarak, merkez adası Cebu'ya bir saatlik uçuş mesafesindeki Cloud 9 plajına ulaşılabilir. Özellikle bu plajda yer alan, 5 kulubeye sahip "Kalinaw Resort "sörfçülerin rüyasıymış. agoda.com.tr 'den konaklama imkanlarına baktığımda oda başı 50 TL'den başlayan fiyatlar beni oldukça mutlu etti. Şimdiden 2013 planlarıma dahil ettim bile :) 


12 Ocak 2013 Cumartesi

Sörf ve Sosyal Medya



Sörf sosyal medyada ziyadesi ile paylaşılan ve çok da ilgi gören ulvi meselelerden. Ben de sosyal medyada hem kendi takip ettiğim hem de karşıma çıkan facebook sayfalarını, dünyaca ünlü sörfçülerin twitter ve instagram hesaplarını blogda 2 bölüm halinde paylaşmak istedim. Eğlencelisinden, çılgınına, en cesaretlisinden, en duyarlısına tüm sörfçü profilleri yazımızda sıralanmakta..

Önce tabi ki ülkemizdeki grup tarzı oluşumları sıralamak isterim, giderek çoğalması sevindirici.
Benim atladıklarımı ulaştırırsanız hepsini eklerim.

1) Danubesurfboards İstanbul'a en yakın sörf okullarıdan biri, Kerpe'de bulunan sörf kampında dalga sörfünün ilk heyecanıyla tanışabilir, yeni arkadaşlıklar edinip, akşamları güneşin batışını izleyebilirsiniz. Tabii akşam sörf sonrası taze balık sofrasını unutmamak gerekir. Okul eğitmenlerinden Ufuk Akıncı, Tolga Hadimoğlu ve yetiştirdikleri genç sporcu Aleyna Hadimoğlu ile iletişime geçerek dalga sörfüne başlamak için bir adım atabilirsiniz.

 facebook sayfaları,  web siteleri http://www.danubesurfboards.com/, instagram hesapları ve twitter adresleri

2) Çapasunta

Alanya'da yaşayan grup üyeleri öncüleri Eran Hakim ve Uras Durmaz, Antalya bölgesindeki sörf haberlerini bizden eksik etmiyor, online ve Alanya'daki mağazalarından da sörf ekipmanları edinebilirsiniz. Ziyaret edilesi duraklardan.

facebook sayfaları, instagram hesapları ve twitter hesapları @Capasunta


3) Alanya Surf Team 

2009 yılından bu yana Alanya'da sörf yapan Mehmet Ali Soy, Mehmet Özgen ve Hayri Yenialp Alanya'daki diğer kardeş sörf topluluğu, bir okulları ya da mağazaları olmasa da ulaştığınız an ekipmanlarını sizlerle paylaşmaktan çekinmeyeceklerine eminim. Facebook sayfalarından Alanya dalgalarının durumunu izleyebilir ve Akdeniz'de de dalga sörfü yapılabileceğini gözlerinizle görebilirsiniz. Açıkçası gelecekte dalga sörfünün iyiece yaygınlaşmasının başlangıç noktasının Alanya sahilleri olacağına inanıyorum.  

Nitekim geçen hafta ISA ( Uluslararası Dalga Sörfü Federasyonu) Türkiye'yi dalga sörfü yapılabilen 72.ülke olarak dahil etti ve Alanya sahillerinden bahsetti. İlgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
http://www.isasurf.org/newsletter/breaking-news/237.html
 

4) Dalga Sörfü

Bu grup belki de Türkiye'de açılan ilk dalga sörfü grubu. Kurucularının arasında benim de yer aldığım grupta sörfle ilgili oldukça zengin paylaşım bulabilir, grup elemanlarının yurt içi ve yurt dışı gezilerini de yakalayabilir dahil bile olabilirsiniz. Facebook sayfaları için tık tık..

5) Surfin Turkey 

Amerika'da yaşayan Türk sörfçülerin kurduğu grupta da farklı aktiviteler, dünyanın her yerinden sörf fotografları ve videoları bulabilirsiniz. Ayrıca daha önceki yazılarımda bahsettiğim Türkiye'deki ilk official dalga sörfü şampiyonasını gerçekleştirilmesinde grup üyeleri Tunç Üçyıldız ve arkadaşlarının çok önemli rolleri olmuştu.

facebook sayfaları için tık tık..

6) Aleyna Hadimoğlu  

Bireysel olarak sörf sayfasına sahip tek konuğumuz ve sporcumuz şimdilik '' Aleyna Hadimoğlu''. ( Benim gözden kaçırdığım birisi varsa lütfen bildirin) Bence gençlerin sörfe olan ilgisini arttırabilecek derecede yetenekli ve güzel bir sporcu. Sayfasında da oldukça zengin bir içerik sunuyor, dünya sörf şampiyonalarından, kendi deneyimlerine kadar sörf hakkında birçok bilgi edinebilirsiniz. Go on Aleyna! 

facebook sayfası için tık tık..

7) Kayanlar 

Sosyal medyadaki en esprili sörf sayfası '' Kayanlar ''. Sadece sörf değil, kayma ile ilgili her türlü farklı post ile karşılaşabilirsiniz En eğlenceli içeriğe ulaşabileceğiniz yerlerden biri. Sayfa sahipleri Çapasunta grubunun kurucuları aynı zamanda. 
facebook sayfası için tık tık.. 

Yurtdışından sosyal medyada ilgi gören sörf grupları ve bireysel ünlü sörfçülerin sosyal medya hesapları bir sonraki blogta gözler önüne serilecek.. Ufak bir Türkiye sörf iletişim rehberi gibi oldu, umarım ihtiyaçları karşılar.

17 Aralık 2012 Pazartesi

Aralık'ta Sörf Başkadır...

Başkadır fakat Akdeniz'de, başkadır keşke olsa da Ege'de... Alanya'dan çok güzel fotograflar geldi, insanın bu güzel havayı ve masmavi denizi gördükçe gri, soğuk ve trafiği bolca üzerine serpilmiş İstanbul'dan arada sırada kaçası geliyor. Sadece arada sırada mı? :)

Fotografları görüp ben de gidicem diyenler için adres Çapasunta. Kendileri ile iletişime geçerseniz mutlaka yönlendirilir, malzemesiz de kalmazsınız. Hiç lami cimi yok fotograflar çok güzel değil mi?

Daha fazlası için tık tık..






Fotograflar: Mehmet Bora
Yer : Damlataş

Boğaziçi Üniversitesi Spor Ödülleri

Blogu uzun zamandır boşlamıştım ki Boğaziçi Spor Komitesi'den bir haber geldi, seve seve paylaşıyorum ben de.

İlki 2011 Aralık'da Boğaziçi Üniversitesi Spor Kurulu tarafından düzenlenen ve gelenekselleşmeye başlayan Spor Ödülleri 18 Aralık 2012 tarihinden sahiplerini bulacak. Bu yıl ödüllerin amacı amatör branşlardaki sporcularımız ile engelli sporcularımızın başarılarına dikkat çekmek ve Boğaziçililere farklı branşları tanıtmak.

Boğaziçi Üniversitesi Spor Ödülleri 2012'de ödül alacak tüm isimler, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından belirleniyor. Oylama Aralık ayı başından itibaren devam ediyor, ödüller 18 Aralık 2012 akşamı Garanti Kültür Merkezi Ayhan Şahenk salonunda sahiplerini bulacak. Blogların da bu kategorilere eklenmesi ne kadar güzel olur.  

Bazı kategoriler ve adaylar şöyle; ( Ben kendi adaylarımı farklı renge boyadım ) Tüm kategori ve adaylar için tıklayabilirsiniz.

En iyi erkek basketbolcu adayları:

   İlkan Karaman
   Furkan Aldemir
   Serhat Çetin
   Emir Preldzic
   Sinan Güler
En iyi kadın basketbolcu adayları:

Şaziye İvegin
   Işıl Alben
   Birsel Vardarlı
   Tuğba Palazoğlu
   Nevriye Yılmaz

En iyi basketbol takımı:

Anadolu Efes
   Beşiktaş Milangaz
   Fenerbahçe Kadın Basketbol
   Fenerbahçe Ülker
   Galatasary Medical Park


   En iyi voleybol takımı:
  
    Arkas Erkek
    Eczacıbaşı Vitra
    Fenerbahçe Erkek
    Fenerbahçe Kadın
    Vakıfbank Türk Telekom ( Glinka hayranlığım dolayısıyla)

 
    En iyi spor yazarı: 

    Bağış Erten 
    Banu Yelkovan 
    Kaan Kural 
    Mehmet Demirkol 
    Mert Aydın 
Geçen yılki ödül töreninden kareler;
 


 
 



Türkiye Dalga Sörfü ile tanışıyor mu?




Bu blog açıldığı zamanlardan bu yana dalga sörfünü İstanbul'da, Antalya'da, Hatay'da, Mersin'de ve belki de bilmediğimiz bir yerlerde yapan kişiler arttı, artmaya da devam ediyor. Bugüne kadar Facebook'da kurulan ufak bir grup olarak dalga sörfü sayfasının ekibi, Kerpe'deki hem sörf kampı olarak hizmet veren hem de malzeme satan Danube Surfboards ekibi, nacizane radyo programım Sörf Çantası, sonrasında Antalya taraflarında Alanya Surf Team, Amerika'da yaşayan Türk sörfçüler ve varlığını Alanya'da sürdüren Çapasunta ekibi kendi alanlarından dalga sörfünün  denizlerimizde yapılabildiğini göstermek için çaba sarfediyorlar. Bu eğlenceli çabanın sonuçları şimdiye kadar hep olumlu geri döndü.

Biraz geç kalmış bir yazı farkındayım, sonunda bir toparlayıp Ekim ayında gerçekleşmiş olan bu etkinlikten blog takipçilerini haberdar etmek istedim.
 
Ekim ayında New York'da yaşayan ve Amerika'nın çeşitli yerlerinde sörf yapan bir ekip Tunç Üçyıldız'ın önderliğinde , Türkiye'deki denizlerde de yapılabilen dalga sörfüne dikkat çekmek istemiş. Bunun için RedBull, Gençlik Spor Bakanlığı, İstanbul Spor İl Müdürlüğü, Turkish American Sports Club, Dünya ve Avrupa Sörf Federasyonları ile iletişime geçip, onların da desteği ile sponsorluk ve yasal işlemler ile ilgili izinleri almışlar.
 
Nitekim güzel bir Ekim sabahında şampiyona Alanya, İstanbul ve Amerika'dan gelen sörfçülerin katılımı ile başladı.
 
Burada genç sörfçü Aleyna Hadimoğlu'na dikkat çekmekte fayda var. Kendisi bu işi profesyonelliğe taşımak için bir çok yurtdışı sörf kampına katılıyor ve Kerpe'deki antremanlarına da devam ediyor. Umarım severek, eğlenerek daha nice başarılara erişir.
 
Yarışmanın hakemleri, Tim Kovats ve Borj Echeverria idi. Short ve Long Board olarak iki kategoride yapılan yarışmada sonuçlar şöyle;

Short board klasmanında Tunç Üçyıldız birinci, Aleyna Hadimoğlu ikinci, Onat Ersoy ise üçüncü oldu.

Long board kategorisinde tüm ünvanları Alanya takımı topladı. Alanya Sörf Takımı'ndan Mehmet Özgen birinci, Çağrı Karadağ ikinci, Hayri Yenialp ise üçüncülük ünvanını aldı.

Yarışmadan bazı fotograflar:









27 Temmuz 2012 Cuma

Foti


ulala...







görüldüğünde sörf tahtası sanılan ütü masası.. ( Gülseren tarafından iletilmiştir, e güzel foto)


sabah erkenden bu işe girişmek.. düşünün..

10 Temmuz 2012 Salı

Beğendiklerim..

Capasunta'dan aşağıda biryerlerde bahsetmiştim, Alanya'da bir sörf evleri de var artık. İnternet sitelerinden aşağıdaki örnekleri ve nicelerini de edinebilirsiniz. En beğendiklerimi sıraladım...


Bruje Lee denge tahtası
number one




Kask ile sörf birbirini korur kollar


Kısası Uzunu Kedisi


 Dalga olmayan zamanlarda sörfçülerin çaresi olarak bulunmuş kaykay.. harike


Wax'sız sörf, sörfsüz wax olmaz


Alanya'dan nadide sörf fotografları için tık tıklayınız..

Follow your bliss





14 Haziran 2012 Perşembe

Stuff'da Sörf

Türkiye'de de sörf yapıldığı artık onlar değil yüzler tarafından bilinir oldu. Bundan çok değil 3 yıl önce sörfün ilk adımları atılmaya başlanmıştı. Şimdi herşey farklı, online ve offline basında sörf gerçekten ön planda, algılar değişti. Bu ay Stuff dergisi de bir sörf sayısı yaptı. Teknoloji ağırlıklı olmasına rağmen sörfe yer veren dergide bu ay, sörf jargonları, sörfün eski tarihinden kısaca Türkiye'de sörf spotları nereleri konularında güzel bir yazı hazırlanmış. Surf Rock playlisti de  sörf çantası ndan , o kadar olsun :)


30 Kasım 2011 Çarşamba

capasunta

Şimdi Türkiye'de surf board bulmak zor ya, denge tahtalarıyla evde, sahilde, orda burda eğlenebilirsiniz. Bazı arkadaşlar çok da güzel bir web sayfasında tanıtıyorlar ürünlerini, çok güzel tahtalar var..

http://www.capasunta.com/

İşte örnekler;





29 Nisan 2011 Cuma

Bali'de Sörf...

Endonezya'nın Bali adası'ndaki spotlar özellikle profesyonel sörfçüler için ideal. Benim gibi beginner'lar içinse Kuta Beach biçilmiş kaftan. Bali'nin Kuta bölgesini aslında bilenler bilir, burda 2002 yılında terorist saldırısı olmuş ve bir sürü insan ölmüştü. Kuta'nın eğlence hayatı, sörfçü cenneti olması müslüman olan teröristlerin gözüne batmıştı.  Turist seviyesinin bombalı saldırıdan sonra düştüğü söylense de , Kuta gerçekten hala çok kalabalık. Yaptığım ufak bir araştırmaya göre de en çok ziyaretçiyi, Avustralya, Hollanda ve Büyük Britanya'dan alıyor. Yüksek sezon olan Haziran-Temmuz ayında Kuta Beach'de su da çok kalabalık.. Aslında bana göre suyun çok kalabalık olmasının dezavantajlarının yanında avantajları da var.

         dezavantajlar;

  • Evet kalabalık olunca zaten 80 dalganın içinde yakalayabildiğiniz 10 dalgayı da yanınızdaki Japon sörfçüye kaptırmanız olası ki, Japonlar gerçekten iyi sörf yapıyorlar. Costa Rica'da dalgaların altında birlikte kaldığım ve sudan çıkınca FUCK!! diye bağıran Japon kız hariç .
  • Su daha pis görünüyor, çünkü dalgaların altında su ve kumlarla boğuşurken suyun rengi de bulanıyor, 3-4 saat sudan illa da dalga yakalıycam diye çıkmayınca bazı ihtiyaçlar suda giderilebiliyor, mikrop kapılabilinir.
  • Dikkatli olmazsanız, burnunuz kanar, kafanıza sörf tahtası çarpar, ağzınıza fin girebilir.

Avantajlarını da yadsımamalıyız...

  • Bi kere operant yani izleme yoluyla öğrenmenin en iyi yapıldığı su, kalabalık sudur. Çünkü sörf uzun uğraşlar ve antremanlarla geliştirebileceğiniz bir spor, birinin size tenis dersi gibi sörf dersi vermesi çok bişey katmaz. Sörf Tenis değildir!! gibi bir çıkış da yapabiliriz, tenis'i de seviyoruz şaka yaptık..Uzun lafın kısası sörf izlenerek de öğrenebilen bir spordur, tabii öğrendiklerinizi denemezseniz bunu eyleme dökmemiş olursunuz, izlemeyle de olmuyor yani bir yandan. İzle ve korkmadan dene sörfün ilk kuralı..
  • Su kalabalık olunca sizin ne kadar yeteneksiz ve dalgaları yakalayamadıkça depresyona gireceğinizi hisseden yanınızdaki sörfçü size yardım eli uzatabilir. Tabii ki sörfün de püf noktaları var. Örneğin, eğer long ve ağır bir board'da sörf yapıyorsanız , sörf tahtasının üzerinde yatarken daha arkada yatmalısınız, board'un önü kafanızdan uzak olmalı. Bu bilgi, çok umutsuz bir anımda tanımadığım bir sörfçü tarafından verilmişti. Yani neymiş; kalabalık su her zaman kötü değildir.
  • Sinerji..Şöyle ki; tek başınıza suda sörf yaparken, dalga yakalayınca sağa sola bakarsınız, kimse bakıyor mu, biri sizi alkışlayacak mı diye.. Çocukken -anne bak anneee, bi bak ya bi bak nası yüzüyorum-- diye anırdığınız olayın aynısı yani..İşte böyle zamanlarda su kalabalık ve yeni başlayanlar ile doluysa sizi tanımasalar bile gülümserler, iyi iş derler, tebrikler derler, sevincinizi kutlarlar. Siz çocukluğunuza dönüp sevinirken, arkanızdan gelen dalga sizi çap diye yapıştırır yere..dikkat..

İşte Kuta Beach:





Kuta'da konaklamak ve etrafı motorsikletle keşfetmek daha maceralı oluyor açıkçası. Yolları bilmiyorsunuz ve Bali'de trafiğin tersten akmasının yanında, Hindistanvari bir karışıklık söz konusu trafikte..Motorsikletten geçilmiyor yollar, mesela kırmızı ışıkta bir duruyorsunuz sanki yarışa katılmışsınız gibi her yanınız motorsiklet..İşte elde harita, gözler tabelalarda, kah pirinç tarlalarının içinden kah maymunlarla gezmenin tadından yenmiyor. Dolayısıyla Uluwatu, Nusa Dua, Canggu, Padang Padang, Impossibles gibi spotlara motorunuzun yanına yerleştirdiğiniz sörf tahtanızla macera dolu bir yolculukla gidebilirsiniz.

Uluwatu:

Burda çok güzel sörf kampları var, sadece doğa, okyanus ve kaldığınız basit bir yer . Konfor, gece eğlencesi arayanlar burda kalmasın. Dalgalar inanılmaz büyük, dar merdivenlerle bir tapınağın içinden geçerek kumsala ulaşılıyor. Sahile ulaşmak yetmiyor, dalgalar açıkta kırıldığı için cesareti olan iyi sörfçüler yüzerek lineup'a çıkıyor. Bir adacık var, bu adacığın üzerindeki teraslarda sörfçüleri izleyebilirsiniz, fotograf çekmek için de ideal. Yalnız burdaki sörfçüleri gerçekten takdir etmek gerekiyor. Lineup çok uzak bi kere ve o zamana kadar da deniz oldukça zorlu, oraya kadar yüzdükten sonra, eminim en az 3 saat kalıyorlardır. Çünkü sahil diye bir şey yok, kayalıklardan atlayıp uzun bir süre yüzüp o şekilde dalgaların kırıldığı yere ulaşılıyor. Susadım, çişim geldi, acıktım gibi sebeplerle çıkıp bi daha girmek çok yorucu olur. Bu yüzden burası özellikle iyi sörfçüler için iyi bir nokta. Ben burda sadece izlemekle yetindim tabii, canlı tüpe giren insan gördüm ihya oldum. Altta dalgalardan ve kimlerin Uluwatu'da sörf yapabildiğine bir kaç örnek var;









Padang Padang&Impossible

Aynı şekilde burda da konaklama imkanı var, sörf camp'ları mevcut, benim gibi motorsiklet kiralayıp günü birlik sörf yapmak için de gelinebilir. Padang Padang'in ufak bir sahili var, deniz sakin görünmekle birlikte resmen sinsi. Burda da açığa yüzmeniz gerekiyor, açığa kadar dalgası olmayan bir yapısı var, çok rahat sörf tahtasının üzerinde yüzerek lineup'a çıkabilirsiniz. Zaten asıl sorun burda başlıyor, dalgalar Uluwatu'daki kadar yüksek ve Kuta'daki kadar küçük değil, ama yine de çok güçlü. Ben burda cesaret edip suya girdim ve girmez olaydım diye çıktığımı hatırlıyorum. Sıra sıra gelen swell'lere yakalanırsanız şansınız yok, ya çok iyi sörf yapacaksınız ya da düşe kalka, hafif boğularak dalgaların sizi döverek kıyıya atmasına razı olacaksınız. Ben seri bi dalga bombardımanına tutuldum burda ve baya zorlandım. Yine de bu tarz yerlerde cesaret edip hem seviyenizi hem de hayatta kalma mücadelenizin derecesini ölçebilirsiniz. Ben ölçtüm, sörf vasat, hayatta kalma mücadelem 10 numaraydı...Lokallik yok, her milletten herkes yakalayabildiği dalgayı sürüyor. Suda insanlar yardımsever, sahilde de sörf yorgunluğunuza birebir yemekler ve meyveler var.

Imposibble adından da anlaşılacağı üzere imkansız bir spot...






Bali Endonezya'da mutlaka görülmesi, keşfe çıkılması gereken yerlerden biri, tapınakları, kuta sokakları, motorsikletli kalabalık trafiği ve antropologların niye bu kadar güleryüzlü olduklarını inceledikleri insanları, yemekleri, eğlenceleri ve tabii ki sörf izlencesiyle alın biletinizi gidin derim. Bali ile ilgili tüm seyehatimi anlattığım ayrıntılı yazı buztuz'da.