26 Ocak 2010 Salı

Happy Stephanie..


Bulaşıcı bir gülümsemeye sahip, Gold Coast kızı Stephanie..1988 doğumlu ve şimdiden 2 ASP dünya şampiyonluğuna sahip. Sörf dünyasına baktığımızda o enerjisi, sevecenliği ve mütevaziliği ile gerçekten kendisine büyük bir hayran kitlesi yaratmış durumda...Kendisine ait bir blog sitesi ve bildiğimiz paylaşım sitelerinde hayran grupları var. Henüz iyi prodüksiyonlu bir sörf filminde de oynamış değil ama yine yinelemekte fayda var, kızlar tarafına sörf dünyasında erkeklere gösterilen önem gösterilmiyor..

Stephanie 2005 yılından beri sörf sahnesinden inmiyor ve herkesi kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. 17 yaşındayken Roxy Gold Coast'u kazandıktan sonra, hızını hiç kesmeden yoluna devam etti genç Avusturalyalı sörfçü..2005'den 2008 yılına kadar sayısız yarışmada birinciliklere ulaştı ve halen ASP dünya sıralamasında ilk sıralamayı kimseye kaptırmadan 2010'a girdi. 2008'de bir diğer ünlü sörfçü Layne Beachley'nin emekli olmasından sonra Gilmore Avusturalya bayrağını devir alıp Layne efsanesinin boşluğunu doldurmaya çalıştı..


Stephanie , sörfün insan üzerindeki mutluluk ve pozitif etkisinin bir kanıtı gibi, inanılmaz pozitif bir enerji yayıyor etrafına,,tüm videolarında gülüyor,insanlarla eğleniyor...Kesinlikle sörf yapmaktan ve hayatını buna adamaktan çok mutlu,ve bunu paylaşmaktan da sakınmıyor. Kendisinden büyük 2 ablası var, ve blog sitesinden de takip edebilirsiniz kendisine gerçekten çok destek oluyorlar. Her kız cinsi gibi o da alışverişe ve modaya meraklı, bir de gitar çalmaya..1.78 boyunda ve 67 kilo, regular..sponsorları Rip Curl,Ford,DHD surfboards..Gitar çalmayı çok sevdiği için bir de ünlü Cole Clark guitars da kendisine sponsor olmuş.





Kullandığı boardlar genelde 5'11 ve 6'8 aralığında, favori spotları Greenmount(Avusturalya) ,D'Bah (Avusturalya ) ve Honolua Bay..


Favori söfçüleri ise daha önce burda da bahsettiğimiz Lisa Andersen, Chelsea Hedges, Parko,Mick Fanning, Dayne Reynolds, Julian Wilson ve Tom Curren..


Turlarda 13 zafere ve 2 dünya şampiyonluğuna sahip.. Katıldığı turları bir gün canlı izlemek ve o gülümsemeye yakından tanık olmayı hele hele de Türkiye'de onu görmek çok isterdik..

Blogunu izlemek isteyenler için stephanine gilmore ..

Güzel videoları için de buraya..

10 Ocak 2010 Pazar

BlackSeaSurfers Quiksilver Takımı Ocak ayı Naviga Sayısında...


Naviga çekim ekibi ile birlikte derginin Ocak ayı sayısı için Caddebostan sahilde ufak bir söyleşi yaptık. Naviga, aylık çıkarılan yelken ve deniz turizmi dergisi. Dergide, ilgili konularda makaleler, röportajlar ve etkinlik haberlerine ulaşabiliyorsunuz.

Derginin Ocak ayı sayısı için de bizlerle görüştüler. Röportajlarda yine takımımız,sörf ve amaçlarımız ile ilgili bilgiler verdik. Onlar da amatör ruha verdikleri değer ve ilgileriyle bizi mutlu ettiler..

İlgilenenler için internet sitelerine buradan ulaşılabilinir. İleride bizden haberleri de , etkinlikler bölümlerinde duyuracaklar. Naviga çekim ekibine güzel sohbetleri , keyifli bir çekim ve harika başlık için teşekkür ederiz.

BlackSeaSurfers Quiksilver Team



Hawaii'li Mamala...(Bölüm 1)


Çok uzun değil, daha dün 21. yüzyıl boyunca erkekler, sörf dünyasına hakim olmak ve neredeyse kadınları bu dünyanın dışında tutmak üzerelerdi. Ancak kadınların da bu işin içinde olduklarını başarıları ile kanıtlamaları ile, özellikle Lisa Andersen, Stephanie Gillmore gibi baskın karekterler sayesinde çok şükür ki, yüzyılın sonlarına doğru bu durum değişmeye başladı. Aslında bu duruma karşı çok eskilere bile baktığımızda, sörf hayat tarzının kökleri, eşitliğe dayanmaktadır. Polinezya Bölgesi ve Hawai 'nin mazisinde bir hiyerarşi olmasına rağmen sörf; yalnızca kadın ya da erkeklerin değil aynı zamanda çocukların da ortak noktasıydı.



Sörf'ün aşağı yukarı yadsınamaz 5,000 senelik tarihine baktığımızda, bu sürenin büyük bir kısmının erkek egemenliğinde geçtiğini görürüz. Ancak bu tarihlerde, kadın ve çocukların da bu hayatın içinde yer almaması mevzu bahis olamaz. Bunun içindir ki, modern zamanlardaki kadın sörfçülerin yükselen etkisi yeni bir gelişmeden çok geçmişteki dengeye dönüş olarak görülebilir diyebiliriz.

Şimdi eskiye dönüp, kadın ve erkeklerin hatta çocukların sörf ile bir bütün olmuş yaşam tarzlarına bakalım ;



18.yy sonları ve 19.yy başlarında Hawaii’i de, Avrupalı gezginlerin anlattıkları; sahile doğru küçük sörf tahtalarını süren Hawaii’li erkekler, kadınlar ve çocuklar olduğudur.. En tehlikeli seri dalgaların (swells) vurduğu ya da umumi kullanım için ‘kapu’ (yasaklı) olan sahiller haricinde erkek ve kadınlar sörf sahillerini eşit olarak kullanıyor olduklarını kaynaklardan öğrenebiliyoruz. Tarihçiler Ben Finney ve James Houston kadın sörfçüler hakkında şöyle yazmışlardı: “Erken Hawaii’nin kadın sörfçülerinin büyük bir kısmı yetenekli sörfçüler ve bazen de şampiyonlardı. Sporun erken dönem gravürleri kıvrılan dalgaların üzerindeki sörf tahtalarındaki yarı çıplak adalı kızlarla doludur.”

Bunu belgeleyen Thomas Thrum 1896’da yayınladığı “Hawaii Sörf Sürüşü” isimli makalesinde şöyle diyordu: “Yetenekleri ve bu spora cesaret etmeleriyle arkadaşlarının arasından sıyrılıp şöhrete ulaşanların serüvenleri ile yerel efsaneler bollaşmış ve her iki cins için de aynı derecede müptelalık yaratmıştır; ve -bu entelektüel gelişim günlerinde-, genellikle daha nazik olan cins birinci gelmiştir.”

“Bu eşitlik ve cinsel özgürlüktür,” diye devam eder Finney ve Houston, “spora zevk katmıştır ve popülerliğinin yaygınlaşması için de önemli olmuştur. Hiç şüphe yok ki, o gün kendini sörf modunda hissetmeyen âşık bir Hawai'i'li, kendisini aşk arayışında boşa kürek çekerken bulur; bir erkek ve bir kadının aynı dalgada sörf yapması durumunda, kumsala dönüldüğü zaman geleneğin ağır bir flörte izin verdiği çok iyi bilmektedir. Bir erkek ya da bir kadın dalgaların üzerinde performansını gösterip kur yaptığı ve başarılı olduğu zaman, sörften daha ciddi ilişkilerin ortaya çıktığı da olur.”



Sörf tarihinde bilinen ve kendisi hakkında bazı detaylara ulaşılabilen en eski kadın sörfçü Mamala’dır ve bilgimiz mitolojiye dayanmaktadır.

MAMALA

Sallanan deniz ve Kou’nun koşan denizi vardır,
Yengeç gibi hareket eden deniz Kou.
İçmek için awa’yı ve yemek için yengeci hazırlayın.
Küçük konane tahtası Hono-kau-pu’dadır,
Dostum sörfün zirvesinde.
Bizim için iyi bir sörf vardır..

Honolulu kıyısınca uzanan Waikiki’nin batısındaki Ke-kai-o-Mamala okyanusu, “Honaka’upu’daki muhteşem hindistan cevizi korusunda,” diye yazar Finney ve Houston, “ve Kou’daki en iyi dalgaları sağlayan, şu an Hono-lulu limanı olan yerdir. Burası ismini ünlü bir sörfçü ve ünlü bir O’hau şefi olan Mamala’dan almıştır. O bir kupua (Hawaii mitolojisindeki yarı tanrılar), bir yarı tanrı ya da süper güçleri ile güzel bir kadının, dev bir kertenkelenin ya da büyük bir köpekbalığının şeklini alabilen bir kahramandır.

Efsaneye göre, kendisi de bir kupua olan köpekbalığı adam Ouha ile evlenmişti. Mamala ve Ouha, Kou’daki pürüzsüz konane kayasının üzerinde sık sık awa içer ve konane oynarlardı.

Mamala istisnai bir sörfçüydü. Kou körfezinde rüzgârlar sert estiği ve dalgaların düzensizce olduğu zamanlarda bile, zor denizlerde, kıyıdan uzakta sörf yapmayı severdi. Kumsaldaki insanlar ellerini çırparak ve onun yeteneğini öven tezahuratlarla onu izlerlerdi.


Bir gün, hindistan cevizi korusu şefi Honaka’upu Mamala’nın, karısı olmasını istediğine karar verdi. Doğal olarak, Mamala itaatkâr bir biçimde yeni kocasıyla yaşamak için Ouha’yı terk etti. İtibarını kaybettiğini düşünen Ouha sinirlendi. Önce saldırgan bir yaklaşımla Honaka’upu’yu alaşağı etmeyi denedi ancak buradan kovulmak zorunda kaldı. (Ouha'nin adı yaşadığı adaya verilmişti, bilenler bilir ünlü "LOST" dizisi bu adada çekiliyor..)

Daha sonra, yerli kadınlar, yarı tanrıyı komik duruma düşürerek, Ouha ile dalga geçtiler. Ouha bu onursuzluğu kaldıramadı. Sonuç olarak, insan formunu sonsuza dek terk etti ve Waikiki ile Koko arasındaki sahilin, büyük köpekbalığı tanrısına dönüştü.

Mamala daha sonra Honolulu denizi olarak –Ke-kai-o-Mamala- ve onun üçlü aşk ilişkisi hakkındaki şarkı ile –Honaka’upu’nun Mele’si (şarkı),- anıldı; bir kısmı şöyledir:

Akan sörf dalgalarının zirvesinden,
Gündüzün ve gecenin gözleri unutuldu.
Kou gündüzdür ve bu gece
Gözler Kou’da buluştu.

"Bu ilginç ve bize Hawaii'nin erken dönemlerinden güzel detaylar veren hikaye, Mamala'yı takip eden diğer kadın sörfçüler ve hayatları ile devam edecek. Çevirilerde yardımını esirgemeyen sevgili Arda Kaynak'a çok teşekkürler.''
Çiğdem..

6 Ocak 2010 Çarşamba

WWF Yaşayan bir dünya için..


WWF , tüm dünyada sayısı beş milyonu bulan WWF destekçileriyle birlikte yeryüzünün en değerli yaşam alanlarını ve canlı türlerini koruma mücadelesinin merkezinde yer alan bir kuruluş.. WWF-Türkiye de “yaşayan bir dünya” için 30 yılı aşkın süredir çalışıyor. Hedefleri; insanlığın doğayla uyum içinde olduğu ve gelecek nesillere hepberaber bırakabileceğimiz daha iyi bir “dünya”.


Bizler de Blackseasurfers ekibi olarak WWF'in gönüllü üyeleriyiz. Dalga olmadığı zamanlarda sahildeki çöpleri toplamak bizim için bir adımdır,,ben tek başıma ne yapabilirim diye düşünmeyin. WWF'in çevreyi ve hayvanları korumak adına bir çok aktivitesi bulunuyor. Bu aktivitelere gönüllü olarak katılarak duyarlılığınızı gerçeğe dönüşürebilirsiniz.

WWF kısaca ülkemizde neler yapıyor ve yapmayı hedefliyor biraz bahsetmek istiyorum. İklim değişikliği ile mücadele,Ülkemiz doğasının korunması,Yaşam tarzımızın değişmesi gibi projeler yürütüyorlar. Çevreye,hayvanları korumaya duyarlı herkesin ziyaret etmesi gereken bir siteleri var. WWFTürkiye'nin internet sitesine buradan ulaşabilirsiniz. Bir Denizkaplumbağası evlat edinebilir, ve nesli tükenmekte olan hayvanların yaşam mücadelelerine katkıda bulunabilirsiniz. Yaşama saygı felsefesini seçmiş herkesin yaptığı gibi, çevreyi koruma bilinciyle Ekoloji,Su tüketimi,Bilinçli Alışveriş ve Enerji tasarrufu konusunda bilinçlenebilirsiniz. WWF Türkiye'yi takip etmek isteyen çevreye duyarlı herkes, WWF'in çağrısına kulak verelim..( facebook adresleri 'ne de ulaşın)

'' WWF-Türkiye Gönüllülerini Arıyor...''

WWF-Türkiye doğa koruma çalışmalarındaki gücünü üyelerinin hem maddi hem manevi desteğinden alır. Bu kapsamda, 2010 yılı ana hedeflerimizden biri daha fazla üyeye ulaşarak daha fazla bilinirlik sağlamak ve gönüllülerimizle bu başarıları paylaşmak.

Bugüne kadar pek çok doğa koruma çalışması gerçekleştirdik. Akyatan’da yumurtalarını çatlatmasını beklediğimiz binlerce yavru deniz kaplumbağasının denize ulaşmasını sağladık. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda beş ilde beş yuvarlak masa toplantısı yaptık. Konya Havzasında gerçekleştirdiğimiz damla sulama projemiz ile kuraklığa karşı mücadele başlattık. İstanbul’un su sorununa dikkat çekerek büyük bir farkındalık yarattık, binlerce kişiye ulaştık. Bunlar yüzlerce çalışmalarımızdan sadece bazıları...

Biz artık yaptığımız çalışmaları bize destek verenler ve destek vermek isteyenlerle yüz yüze görüşmek istiyoruz. Onları bu mücadelenin bir parçası kılmak, ele ele verip gezegenin geleceği için birlikte çalışmak...

Çalışmalarımızın, kampanyalarımızın anlatılarak WWF-Türkiye’ye yeni üyelerin kazandırılması konusunda hevesli WWF-Türkiye Gönüllüleri arıyoruz. Bize yardım etmekle kalmayacak, bu işi, bu misyonu sahiplenecek ve ileriye taşıyabilecek doğaseverleri...

Peki bize nasıl yardım edebilirsiniz?

1) İstiklal Caddesi, Kadıköy gibi saha çalışmalarında ekip arkadaşlarınızla birlikte projelerin yüz yüze anlatılmasında ve üye kazanma çalışmalarında...

2) Her haftasonu başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’de açılacak standlarda vakfımızı tanıtıp, ürünlerimizin satışında yardımcı olarak ve yeni üyelerin kazanılmasını sağlayarak.

Herşeyden önce heyecanla beklenen bir çalışmanın parçası olacak, ilerleyen yıllarda gururla “WWF-Türkiye’nin ilk gönüllü üye kazandırma ekibi bizdik” diyecek dinamik, heyecanlı, tutkulu gönüllüler arıyoruz...

WWF-Türkiye Gönüllüleri Üye Kazandırma ekibine katılmak isteyenlerle, 13 Ocak 2010 Çarşamba günü saat 14:00’da WWF-Türkiye İstanbul Ofiste toplanıyoruz.

İlgilenenlerin, 8 Ocak Perşembe gününe kadar bizi aramasını, mail göndermesini rica ediyoruz.

Teşekkürler...

Soru ve başvurular için:

Pınar İman cep: 0530 935 85 73, piman@wwf.org.tr
Arzu Balkuv cep: 0533 768 46 43, abalkuv@wwf.org.tr
WWF-Türkiye İstanbul Ofis: 0212 528 20 30
Yaşayan bir dünya için...