8 Aralık 2010 Çarşamba

Dalgaların İçinde Kaybolmaya Hazır mısınız?

Kış vakti ne dalgası, ne kaybolması demeyin.. Karadeniz`de kışın üzerinize giyeceğiniz basit bir wetsuit ile sörf tahtanız elinizde havalı havalı sörf yapabilirsiniz. Sörfün ülkemizde yayılması için büyük çaba harcayan insanlardan biri olan Ufuk Akıncı`yı anlatmak istedim. Ufuk Akıncı Karadeniz` in karanlık ve hırçın dalgalarında büyüyen, yetenekli genç bir insan. Onu bizden farklı kılansa, Türkiye`de dalga sörfünü yaymak, kendi atölyesinde sörf tahtası yapmak ve yakın zamanda bir Sörf Köyü kurmak üzere olması..Ufuk`un sörf macerasını ve hayallerini uzun uzun konuştuk..

 Kendinden ve sörfe ne zaman ilgi duyduğundan bahseder misin?
 1981 yılının Haziran ayında İstanbul’da dünyaya geldim. Çocukluğumdan beri çok hareketli biriydim. Karşıma çıkan her sporu deneme arzusu içinde, sportif açıdan başarılı bir gelişim gösterdim. Ama, o çağlardan beri içimde saklı bir hayal vardı. Onu sadece televizyonda Cuma akşamları TRT 3’te NBA yayınından önce gösterirlerdi. Abilerin masmavi dalgaların üzerinde ve içinde, bir o yana bir bu yana gittikleri spor, yaşam biçimi, özgürlüğün somut yansıması…
1991 yılında Anadolu Liseleri sınavlarına girdim. Sınavdan çıkmış, bisikletimi sürerken sınavın iptal edildiğini, bir alçağın soruları çaldığını söylediler ve yıkıldım. İkinci sınavda Kocaeli Oruçreis Anadolu Lisesini kazandım.
1999 senesinde, Spor akademisi veya Güzel Sanatlar bölümleri için çok hevesliyken, annemin “sen zaten başka bölüm kazanamazsın” demesi üzerine, o akşam üniversite sınavına hazır olduğumu anladım.
Sınavdan önceki geceydi. Sınavın iptal edildiğini babamın alaylı kelamlarıyla öğrendim ve hayatımda ilk defa sinirlendim. Birisi yine soruları çalmıştı (Ben 8 sene önceki aynı alçağın yaptığından şüpheleniyorum). Ertelenen sınavda Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Ekonometri Bölümünü kazandım. Dört buçuk senede mezun oldum. Son iki yaz tatilimde ve son senemin hemen hemen tamamında Ata Yatırım Menkul Kıymetler’de, önce seans odası, şube genel, muhasebe ve sonra araştırma bölümünde Baş Ekonomist Altuğ Karamenderes’in yanında stajyer olarak ücretsiz çalıştım. Mezun olduğumda zaten bir buçuk senelik iş tecrübem olmuştu. Hatta Türkiye`de 2002 seçimleri için ekonomik modelli ilk raporu hazırlayan kişi bile olmuştum.

Fotograf : Aytekin UZAR

Erzurum’da 6 ay kısa dönem askerliğin ardından 6 ay hiçbir şey yapmadım (rehabilitasyon). 2005 yılında İngilizce öğrenmek, biraz da hayallerimin ilkini gerçekleştirmek adına Avustralya’ya uçtum. Muhteşem bir kişilik gelişim süreci… O güne kadar sualtı rugby`si dahil birçok spor denemiş biri olarak, küçüklüğümde hayalini kurduğum dalga sörfünün merkezindeydim ve sonunda sörfü deneme şansı buldum. İlk tahtamı kiraladım ve Karadeniz’de doğup büyümenin verdiği dalgaları iyi tanıma becerimle ilk dalgamı hemen yakalayıp, tahta üstünde hemen ayaklanma becerisi sergiledim. Sonrasında kıtanın kıyılarını arşınlarken dikkatimi dalgaların tanıdıklığı ve insanların enerjisi çekti. Böylelikle grafiğini kendi kendime çizdiğim sörf tahtamı da alıp Türkiye’ ye döndüm.
Huzursuzluk an be an artıyordu. İşten ayrılıp sorunun kökenine inme düşüncesiyle, kendimi dinlemek adına, bir bisiklet seyahati gerçekleştirdikten sonra sörf sporunu Türkiye’de yaymak ve insanlara bu heyecanı yaşatmak için bir adım atmam gerektiğine karar verip, mevcudiyeti bulunmayan bir olguyu yaratma düşüncesiyle araştırmalarıma başladım.

Fotograf : Aytekin UZAR

İlk sörf tahtamı imal etmem 10 ayımı aldı. İnsanlara bu sporu öğretebilmem için sörf tahtaları gerekiyordu ve bunu sağlamak zorundaydım. Tahtalar ardı ardına oluşmaya başladı. Ders verme fikri beni bu işi profesyonel olarak bilgi almam gerektiği konusunda ikna etti ve dünyanın birçok yerine hayat hikayemi, hayallerimi anlatan bir e-mail gönderdim.
 Ve Güney Afrika Cape Town’dan Kahuna Surfing Academy bana resmi olarak sponsorluk vererek beni G. Afrika’ya davet etti. Bu sayede kısıtlı bütçem ile sörf eğitmenliği sertifikası almakla kalmamış, Güney Afrika’nın sörf federasyon başkan yardımcısının yanı sıra birçok profesyonel sörfçü ve sörf tahtası yapımcısıyla da tanışma imkanı yakalamış oldum.
Şu an dalga sörfüne karşı hızla gelişen ilgiyi ve insanlar ile iletişime geçtikçe oluşan popülasyonu hayretler içinde izlemekte ve bu yönde çeşitli şehirlerde buluşma toplantıları gerçekleştirmekteyim. Gerçekleştirdiğim toplantılarda karşılaştığım ilgi ve enerji çok yüksek ve oldukça motive edici. Bu toplantılar, temellerini oluşturduğum ve yakın zamanda kuracağım Türkiye Dalga Sörfü Kulübü ile Türkiye’deki sörfçüleri bir araya getirebileceğimi, sadece hayali kurulan organizasyonları kolayca gerçekleştireceğimi hissettirdi bana.
Dolayısıyla,  şimdi bütün enerjimi bu sporun Türkiye’de oluşabilmesi hayalim için odaklamış bulunmaktayım.


Peki board yapımına seni yaklaştıran şey neydi?
            
Bord yapımına beni ilk yaklaştıran unsur Austuralya’dan getirdiğim tahtanın profesyonel bir shortboard olmasıydı. Daha sörf yapamıyordum ve çok zor bir tahtayla bu işe başlamak gibi bir hata yaptım. Bu sebepten kendimi geliştirmek için Karadeniz`in düşük tuzluluk oranına göre bir tahta almalıyım düşüncesi ve sörf yaparken hissettiklerimi başkaları ile de paylaşabilme düşüncesi tahtaların ardı ardına şekillenmelerine sebep oldu.

 Nerelerde sörf yaptın?
            
Austuralya`da küçük denemeleri sayarsak orda ve sonrasında Karadeniz bölgesinde Kerpe`den , İğne Ada`ya kadar hemen hemen heryerde. Caddebostan sahilde, Antalya`da ve sponsorluk sayesinde Güney Afrika` da.
  
En etkilendiğin yer neresi oldu?
            
Açıkçası en etkilendiğim yer şu an yaşadığım yer Kerpe benim için. Zaten burada o kadar etkilenmeseydim çoktan yurt dışında hayatıma shaper olarak çok güzel bir sahilin ve dalgaların kenarında geçiriyor olurdum .

  
Sörfü diğer sporlardan ayıran şey ne, sence niye bir hayat felsefesi haline gelmiş?
            
Bence Sörfü diğer sporlardan sadece bakış açınız ayırabilir. Eğer spor olarak görür ve sörf sporunda sporcu olmak istiyorum derseniz, inanın karşınızda oldukça zor bir spor bulacaksınız. Ama beni ona bağlayan ki bu da sörfü spor olarak değerlendirmeme imkan tanımayan yanı, doğayla olan bütünlük hissi. Doğanın oluşturduğu bir enerjinin artık son bulacağı kıyı seridinin hemen açığında o enerji ile bütünleşmek, kanımca insana içinde yaşadığımız olağanüstü gezegenin bir parçası olduğumuzu ve onu yok etmeden, uyum içinde hareket ettiğimizde bize daha önce hiç yaşamadığımız kadar güzel hisler yaşatacağını gösteriyor. Bunun  bir hayat felsefesi haline gelmesi de pek şaşırtıcı değil bence çünkü zaten hayatın kendisi bu.

Şu an ne gibi çalışmalar yapıyorsun? 

    Şu an halen daha Kerpe’de yaşıyorum ve elimden geldiğince gelen arkadaşlara sörf eğitimi veriyorum. Yakın zamanda Çok şanslıyım ki yine bir sörf sevdalısı ortağım Tolga ile tanışma şansı yakaladım ve onunla birlikte bir güç oluşturup Türkiye ve tabi ki sörf sporu için çok yenilikçi projelere imza atmaya çok yakınız. Bu projelerin hayata geçmesi durumunda belki Dünya’da dahi az rastlayabileceğiniz bir konsept ile insanları bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Artık çalışmalar sonuçlandığında bir daha bu ortamda yaptıklarımızı anlatma şansı buluruz umarım.


Türkiye’de sörf eğitmenliği için sertifikası olan tek kişisin? Bununla ilgili bir okul açma fikrin var mı?
            
Bu yaz için güncel projelerin hayata geçmesi zor gözüküyor ama zaten ders verebilme hakkım olduğundan isteyen herkes gelip sörf dersi alabilir bizden. Öğretmenlik için eğitimini cankurtaranlık eğitimiyle birlikte Güney Afrika`da oldukça profesyonel insanlardan aldım ve bu sebepten içlerinde herhangi bir korku olmadan gelip dalgaların keyfini çıkarabilir insanlar.
            
Yakın zamanda açılacak olan web sitemizde bu bilgilerle ilgili detaylara ilgilenen arkadaşlar ulaşabilirler. Websitesi www.danubesurfboards.com çatısı altında oluşacak klüp ortamında ise çeşitli aktiviteler turlar düzenleyerek insanların bu hayat tarzını tanımaları ve aktif olarak sörf yapan insanları bir araya getirmeyi planlıyoruz.Web sitesinde yayınlanan bilgiler sayesinde artık insanlar sörf hakkında daha geniş bilgiye kolayca ulaşıp kendilerini geliştirebilecekler. Bu sayede de  herhangi biryerde sörf yapmak için kendilerini güvende ve hazır hissedebilecekler diye düşünüyoru.

Bayanların bu spora olan yakınlığını nerde görüyorsun?
            
Türkiye’ de şu an için bayanların ilgisi oldukça yüksek ve benim düşüncem bayanların denge konusunda başlangıç aşamasında erkeklerden daha iyi performans gösterdiği de bir gerçek. 

Kaç kişi Danube sörf tahtalarını kullanıyor?

 Şuana kadar DANUBE sörf tahtası kullanan 4 sörfçü var(ben Hariç). Ama gelen siparişleri de sayarsak sayı yakın zamanda 7 olacak.

 Senden sörf tahtası almak isteyenler ne yapmalı?

Web sitesi üzerinden insanların her konuda bize ulaşmaları mümkün. Bordlar için standart modeller dışında özel yapım bordlar için de bir sipariş formu bulacaklar. Böylelikle hayallerindeki sörf tahtasına en kısa zamanda kavuşabilecekler.

Ufuk Akıncı`ya ulaşabileceğiniz adresler:

facebook/surfartclub