Endonezya'nın Bali adası'ndaki spotlar özellikle profesyonel sörfçüler için ideal. Benim gibi beginner'lar içinse Kuta Beach biçilmiş kaftan. Bali'nin Kuta bölgesini aslında bilenler bilir, burda 2002 yılında terorist saldırısı olmuş ve bir sürü insan ölmüştü. Kuta'nın eğlence hayatı, sörfçü cenneti olması müslüman olan teröristlerin gözüne batmıştı. Turist seviyesinin bombalı saldırıdan sonra düştüğü söylense de , Kuta gerçekten hala çok kalabalık. Yaptığım ufak bir araştırmaya göre de en çok ziyaretçiyi, Avustralya, Hollanda ve Büyük Britanya'dan alıyor. Yüksek sezon olan Haziran-Temmuz ayında Kuta Beach'de su da çok kalabalık.. Aslında bana göre suyun çok kalabalık olmasının dezavantajlarının yanında avantajları da var.
dezavantajlar;
Evet kalabalık olunca zaten 80 dalganın içinde yakalayabildiğiniz 10 dalgayı da yanınızdaki Japon sörfçüye kaptırmanız olası ki, Japonlar gerçekten iyi sörf yapıyorlar. Costa Rica'da dalgaların altında birlikte kaldığım ve sudan çıkınca FUCK!! diye bağıran Japon kız hariç .
Su daha pis görünüyor, çünkü dalgaların altında su ve kumlarla boğuşurken suyun rengi de bulanıyor, 3-4 saat sudan illa da dalga yakalıycam diye çıkmayınca bazı ihtiyaçlar suda giderilebiliyor, mikrop kapılabilinir.
Dikkatli olmazsanız, burnunuz kanar, kafanıza sörf tahtası çarpar, ağzınıza fin girebilir.
Avantajlarını da yadsımamalıyız...
Bi kere operant yani izleme yoluyla öğrenmenin en iyi yapıldığı su, kalabalık sudur. Çünkü sörf uzun uğraşlar ve antremanlarla geliştirebileceğiniz bir spor, birinin size tenis dersi gibi sörf dersi vermesi çok bişey katmaz. Sörf Tenis değildir!! gibi bir çıkış da yapabiliriz, tenis'i de seviyoruz şaka yaptık..Uzun lafın kısası sörf izlenerek de öğrenebilen bir spordur, tabii öğrendiklerinizi denemezseniz bunu eyleme dökmemiş olursunuz, izlemeyle de olmuyor yani bir yandan. İzle ve korkmadan dene sörfün ilk kuralı..
Su kalabalık olunca sizin ne kadar yeteneksiz ve dalgaları yakalayamadıkça depresyona gireceğinizi hisseden yanınızdaki sörfçü size yardım eli uzatabilir. Tabii ki sörfün de püf noktaları var. Örneğin, eğer long ve ağır bir board'da sörf yapıyorsanız , sörf tahtasının üzerinde yatarken daha arkada yatmalısınız, board'un önü kafanızdan uzak olmalı. Bu bilgi, çok umutsuz bir anımda tanımadığım bir sörfçü tarafından verilmişti. Yani neymiş; kalabalık su her zaman kötü değildir.
Sinerji..Şöyle ki; tek başınıza suda sörf yaparken, dalga yakalayınca sağa sola bakarsınız, kimse bakıyor mu, biri sizi alkışlayacak mı diye.. Çocukken -anne bak anneee, bi bak ya bi bak nası yüzüyorum-- diye anırdığınız olayın aynısı yani..İşte böyle zamanlarda su kalabalık ve yeni başlayanlar ile doluysa sizi tanımasalar bile gülümserler, iyi iş derler, tebrikler derler, sevincinizi kutlarlar. Siz çocukluğunuza dönüp sevinirken, arkanızdan gelen dalga sizi çap diye yapıştırır yere..dikkat..
İşte Kuta Beach:
Kuta'da konaklamak ve etrafı motorsikletle keşfetmek daha maceralı oluyor açıkçası. Yolları bilmiyorsunuz ve Bali'de trafiğin tersten akmasının yanında, Hindistanvari bir karışıklık söz konusu trafikte..Motorsikletten geçilmiyor yollar, mesela kırmızı ışıkta bir duruyorsunuz sanki yarışa katılmışsınız gibi her yanınız motorsiklet..İşte elde harita, gözler tabelalarda, kah pirinç tarlalarının içinden kah maymunlarla gezmenin tadından yenmiyor. Dolayısıyla Uluwatu, Nusa Dua, Canggu, Padang Padang, Impossibles gibi spotlara motorunuzun yanına yerleştirdiğiniz sörf tahtanızla macera dolu bir yolculukla gidebilirsiniz.
Uluwatu:
Burda çok güzel sörf kampları var, sadece doğa, okyanus ve kaldığınız basit bir yer . Konfor, gece eğlencesi arayanlar burda kalmasın. Dalgalar inanılmaz büyük, dar merdivenlerle bir tapınağın içinden geçerek kumsala ulaşılıyor. Sahile ulaşmak yetmiyor, dalgalar açıkta kırıldığı için cesareti olan iyi sörfçüler yüzerek lineup'a çıkıyor. Bir adacık var, bu adacığın üzerindeki teraslarda sörfçüleri izleyebilirsiniz, fotograf çekmek için de ideal. Yalnız burdaki sörfçüleri gerçekten takdir etmek gerekiyor. Lineup çok uzak bi kere ve o zamana kadar da deniz oldukça zorlu, oraya kadar yüzdükten sonra, eminim en az 3 saat kalıyorlardır. Çünkü sahil diye bir şey yok, kayalıklardan atlayıp uzun bir süre yüzüp o şekilde dalgaların kırıldığı yere ulaşılıyor. Susadım, çişim geldi, acıktım gibi sebeplerle çıkıp bi daha girmek çok yorucu olur. Bu yüzden burası özellikle iyi sörfçüler için iyi bir nokta. Ben burda sadece izlemekle yetindim tabii, canlı tüpe giren insan gördüm ihya oldum. Altta dalgalardan ve kimlerin Uluwatu'da sörf yapabildiğine bir kaç örnek var;
Padang Padang&Impossible
Aynı şekilde burda da konaklama imkanı var, sörf camp'ları mevcut, benim gibi motorsiklet kiralayıp günü birlik sörf yapmak için de gelinebilir. Padang Padang'in ufak bir sahili var, deniz sakin görünmekle birlikte resmen sinsi. Burda da açığa yüzmeniz gerekiyor, açığa kadar dalgası olmayan bir yapısı var, çok rahat sörf tahtasının üzerinde yüzerek lineup'a çıkabilirsiniz. Zaten asıl sorun burda başlıyor, dalgalar Uluwatu'daki kadar yüksek ve Kuta'daki kadar küçük değil, ama yine de çok güçlü. Ben burda cesaret edip suya girdim ve girmez olaydım diye çıktığımı hatırlıyorum. Sıra sıra gelen swell'lere yakalanırsanız şansınız yok, ya çok iyi sörf yapacaksınız ya da düşe kalka, hafif boğularak dalgaların sizi döverek kıyıya atmasına razı olacaksınız. Ben seri bi dalga bombardımanına tutuldum burda ve baya zorlandım. Yine de bu tarz yerlerde cesaret edip hem seviyenizi hem de hayatta kalma mücadelenizin derecesini ölçebilirsiniz. Ben ölçtüm, sörf vasat, hayatta kalma mücadelem 10 numaraydı...Lokallik yok, her milletten herkes yakalayabildiği dalgayı sürüyor. Suda insanlar yardımsever, sahilde de sörf yorgunluğunuza birebir yemekler ve meyveler var.
Imposibble adından da anlaşılacağı üzere imkansız bir spot...
Bali Endonezya'da mutlaka görülmesi, keşfe çıkılması gereken yerlerden biri, tapınakları, kuta sokakları, motorsikletli kalabalık trafiği ve antropologların niye bu kadar güleryüzlü olduklarını inceledikleri insanları, yemekleri, eğlenceleri ve tabii ki sörf izlencesiyle alın biletinizi gidin derim. Bali ile ilgili tüm seyehatimi anlattığım ayrıntılı yazı
buztuz'da.